Kayıtlar

Karne alan çocuğa nasıl davranmak gerekir çocukların kaygılarına dikkat

Resim
2017-2018 eğitim öğretim yılı bugün sona erdi. Karne heyecanı yaşayan çocuklar, zaman zaman korku ve kaygı da yaşamaktadır. "Ailem ne diyecek?" korkusunu yaşayan çocuklara biraz da anne babalar neden olmaktadır. Çocuklarının karneleri çok iyiyken yerlere göklere çıkarmaya da gerek yok, karnesi kötüyken aşağılamaya da gerek yok. Psikologlar ilerde bu durumun çocuklarda güven eksikliğine neden olabileceğine ve kaygılı bireyler haline gelebileceklerini söylüyor.  KIYASLAMA YAPMAKTAN VAZGEÇİN Karnesi kötü olan öğrenci için, ailesinin tutumu ve tepkisi önemlidir. Alınan karneye gereğinden fazla anlam yükleyen aileler; çocuklarını aşağılayıcı, kıyaslayıcı, utandırıcı davranışlar sergiler. Bu davranışlar, çocuklarda olumsuz bir benlik gelişimine ve kendine güven eksikliğine neden olur. Bu sebeple karneyi çocuğun derslerle ilgili genel durumunu gösteren, gelişimi için yol gösteren bir araç olarak görmek gerekir.  KIYASLAMA ÇOCUKLARI AGRESİF VE SİNİRLİ YAPIYOR Çocuğun kendine

Hayır, Demezseniz Bedelini Kabul Edersiniz

İkili ilişkilerde sınırı belirleyen, bizim “ hayır   deme” yetimizdir. Hayır diyemeyen bir insanın, diğer insanlar tarafından sınırları algılanmaz. Algılanılmayan sınırlar, aşılır çiğnenir. Kendimizi çok veren ve beklediğini alamayan, haksızlığa uğramış bir insan gibi görürüz. Peki suç kimdedir? Müstakil bahçe içinde bir ev gibi düşünün hayatınızı. Çevrenizdeki her bahçe içindeki evin de hayatınızdaki bir diğer kişiye ait olduğunu hayal edin. Hemen yanı başınızdaki bir bahçe eşinizin, onun yanındaki çocuklardan birinin, diğer bahçe ikinci çocuğun. Çevreniz hep bahçelerle çevrili, anne ve babanıza ait, arkadaşlarınıza, birlikte çalıştığınız kişilere ait bahçeler. Şimdi bu hayali biraz daha geliştirelim. Yaşamımız, bu içinde bulunduğumuz bahçeyi geliştirebildiğimiz ve güzelleştirebildiğimiz oranda bize keyif verecektir. Bahçemizin sınırlarını koyabilirsek, içinde çok anlamlı değişiklikler yapabilir, fark yaratabiliriz. Enerjimizi etkin olarak keyif alacağımız bir bahçe (= hayat)

Ne Kadar Empati O Kadar Sempati

Kendi Hayatınıza Ancak Siz Anlam Verebilirsiniz Kendinizi, kendi hayatınızı keşfetmek önemli bir gelişmedir. Zordur, acı verir ve cesaret ister. Kim olduğunuzu araştırabilmek için kendinize objektif gözlerle bakmayı benimsemeniz gerekir. Bunun anlamı bugüne kadar hayatın acılarını hafifletmek için size eşlik etmiş olan beklentileri terk etmenizdir. Acıyla hayata ve savunma mekanizmalarını bırakmaya gönüllü olmanız gerekir. Kendinizi ve hayatınızı incelemenin sonucunda kendinizi bütünleme ve dengeleme sanatını öğrenirsiniz. Tüm insanların tanıdığı ilk korku, terk edilme korkusudur ve bu korku gerçekçidir. Çünkü insan yavrusu terk edilirse hayatını sürdüremez. Bebek ya da çocuk korundukça, terk edilme korkusu azalır. Reddedilme korkusu terkedilme korkusunun bir parçasıdır. Tüm korkuların kaynağı ise terk edilme sonucu ölüm korkusudur. Ölüm, korku, terk edilme ve reddedilme, güçsüzlük ve kontrol kaybının sergilenmesidir. Başka bir deyişle, esas olarak kontrol edemediğimiz

Kalıcı Mutluluğa Erişmenin Yolu

Yaşamın her alanında -iş hayatında ya da özel hayatımızda- her ne yaparsak yapalım mutlu olma güdüsü ile yaparız. Yaşamın amacı mutluluktur; yaşam, keyif almak içindir. Mutluluğun yaşamınızda olan bitene bağlı olduğuna inanmak kolaydır ama aslında önemli olan her seferinde sizin içinizde, derinlerde ne hissettiğinizdir. "Uzun süren mutluluk dönemlerinizin %90'ı, dış dünyanın size sundukları ile değil beyninizin dünyayı nasıl algıladığı ile alakalıdır." Yaşamımızdaki tüm ilişkiler kendi mutluluk yansımamız ya da mutluluk yoksunluğumuzdur. Başkalarını suçlayabiliriz ya da hayal ettiğimiz kişi olmak için elimizden geleni yapabiliriz fakat tavır ve davranışlarımız kaçınılmaz olarak aslında içimizde nasıl hissettiğimizi ele verir. Asırlık ya da modern, tüm bu deyişler aynı gerçekliği ifade eder: her şey, içimizde ne varsa ona göre şekillenir. Bilim insanları, mutluluğun ve öz-değeri bilmenin sağlıklı ve uzun ömürlü olmanın temeli olduğunu kanıtladı. Ay

Neden Evet?

Resim

NEDİM TAKTAK KİMDİR

Resim
"İki türlü izahı var bunun. Birincisi, kitaplarımda da yazan resmi biyografim. Afyonkarahisar'da doğduğum, Bolvadin'de ortaöğretimi okumam, Sınıf Öğretmenliği ve Türkçe Öğretmenliği'nde lisans, Eğitim Yönetimi ve Denetimi alanında tezli Yüksek Lisans tamamllamam, Milli Eğitim Bakanlığı'nda öğretmenlik,lider eğitimciliği, gençlik kampları koçluğu yapmam, alanımda semişnerler vermem... Uzun yıllar eğitim sektöründe çalıştıktan sonra, kitap yazmaya başlamam da bu sürecin bir parçası oldu. Ders kitapları ve eğitim üzerine kitaplarımız okuyucularıyla buluştu. İkinci izaha gelirsek; "Bana göre biyografi bu değildir. İnsanın acıları, hüzünleri, kederleri, yenilgileri, başarıları anılmadan, insanın olgunlaşmasının altlıkları oluşturulmadan, insanın kimliği ortaya çıkmaz. İnsanı insan yapan değerler veya insanı yüceleştiren ve alçaltan veya başarılı kılan veya hayat karşısında yenilgisine sebep kılan insanın hayat içinde karşılaştığı olaylar ve bunlar karşısında t